Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kültürlü bir hükümdar olarak Ebülgazi Bahadır Han, kendi atalarına tapınılmasının nedenini şu şekilde açıklamıştır: ''Sevilen bir kişinin, örneğin bir oğulun veya bir kızın, bir ağabeyin veya küçük bir kardeşin ölümü üzerine, o zamanın insanlarının evlerinde sakladıkları bir tür bebek yapma alışkanlığı vardı. 'Bizim falan veya filanın tasviridir,' diyerek bu bebekleri okşamaktan zevk alırlardı, kendi yiyeceklerinden aldıkları ilk lokmaları bu bebeğin önüne koyarlardı; bebeğin yüzünü ve gözlerini itinayla siler ve en sonunda onun önünde eğilirlerdi.''
Sayfa 192 - Dergâh YayınlarıKitabı okuyor
"Uygurlar, Oguz Han'ı bir "Uygur Kağan'ı" olarak kabul etmişlerdir. Ebülgazi Bahadır Han ise, Oğuz Han'ı Türkmenlerin atası olarak görür.."
Reklam
Türk mitolojisine giren bu dış tesirleri, daha başlangıçta ikiye ayırmak istiyoruz: 1) İran mitolojisinden gelen parçalar (episode): Tur, Turan, Efrasiyab, v. s. gibi unsurlar, hep İran mitolojisinden girmiştir. Bu sebeple Ebülgazi Bahadır Han, Selçuklu hükümdarlarının kendilerini Efrasiyab’m soyundan getirmelerini adeta yadırgamış ve hatta işi, bu meşhur Türk sülâlesine hakaret etmeğe kadar götürmüştür.
Sayfa 374 - Türk Tarihi KurumuKitabı okudu
Mustafa Kemal Atatürk'ün okumuş olduğu bazı tarih kitapları;
Hunların Türklerin Moğolların ve Sair Diğer Tatarların Tarih-i Umumisi (Deguignes), Türk Tarihi (Rıza Nur), Osmanlı Tarihi (Necip Asım- Mehmet Arif ), Yeniçağdan Günümüze Türkiye Tarihi (Ahmet Hamit- Mustafa Muhsin), Van Tarihi, Antalya Livası Tarihi (S. Fikri Erten), Türk Medeniyeti Tarihi (Ziya Gökalp), Osmanlı Tarihi (Ahmet Rasim), Tarih-i
Sayfa 465Kitabı okudu
Reşidüddin'e göre Ergene Kun (Ergenekon) söylencesi Türklere değil, Moğollara aittir. Bu söylence Ebülgazi Bahadır Han'ın Şecere-i Türk adlı eserinde de Moğol türeyiş söylencesi olarak yer alır.
Sayfa 95 - Türklük Kurultayı, Nevruz ve Ergenekon.
Ebulgazi Bahadır Han'dan rivayet edildiğine göre de İt-Baraklar köpek başlıdır. Dişleri tıpkı köpeğin dişlerine, elleri de köpeğin pençesine benzermiş. Dilleri yokmuş, fakat insanların ne dediğini anlar imişler. Güneydekiler harpçı değilmiş. Yatakları yokmuş, samanlar üzerinde yatarlarmış. 170 veya 200 sene yaşarlarmış."
Reklam
9. asrın ortalarında ilk defa Peçeneklerden (Becinik) şeklinde bahseden İran asıllı İslim coğrafyacısı İbn Hurdadbih'tir. İbn Hurdadbih, Türk ülkelerinden bahsederken Oğuzların Peçeneklerle komşu olduklarını da zikretmektedir. 10. yüzyılda Peçenek ismini Beçenek şeklinde kullanan ise orta çağ İspanyasının en büyük tarihçisi olarak kabul
Özellikle Kültegin, Bilge Kağan ve Tonyukuk adına yazılan kitabeler çok kıymetlidir. Eski Türk yazılı kaynakları içerisinde Balasagunlu Yusuf'un Kutadgu Bilig'i ve Kaşgarlı Mahmud'un Divan-ı Lügat'it Türk'ü özel yer tutmaktadır. Ayrıca, XVII. Asrın önemli eseri Ebulgazi Bahadır Han'ın Şecere-i Türkı adlı eseri de kaydedilmelidir.
" Türk'ün gitmediği, gidip de devlet kuramadığı bir yer var mıdır? " Ebülgazi Bahadır Han
Sayfa 173Kitabı okudu
"... Tufan her tarafi kapladı. Su, dağları aştı. Yeryüzü'ndeki insanlar ve hayvanlar hep telef oldu. O hâlde Nuh'un gemisi, dağlar gibi büyük dalgalar arasında yüzerdi. İşte bu veçhile tufanın hükmü, altı ay kadar sürdü. Sonra Allah'ın emri ile yağmurların arkası kesildi ve sular çekildi. Gemi, Cudi Dağı'nın üzerine
26 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.